Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV), İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun 19 Mart 2025 tarihindeki gözaltına alınmasının ardından başlayan alışveriş boykotunun ekonomik etkilerini mercek altına aldı. Rapor, boykotun beklentileri aşan sonuçlar doğurduğunu ortaya koyuyor.
Boykotun Nedenleri ve Gelişimi
Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınması, sosyal medyada büyük bir tepki dalgasına yol açtı. Tüketiciler, bu olaya tepki olarak belirli markalara ve işletmelere karşı boykot çağrısında bulundu. Boykot, özellikle sosyal medya platformlarında hızla yayıldı ve geniş kitlelerin katılımıyla büyüdü. Bu süreçte, tüketicilerin bilinçli tüketim davranışları sergilemesi ve tepkilerini ekonomik yollarla göstermesi dikkat çekti.
Boykotun temelinde yatan nedenler şu şekilde sıralanabilir:
- Hukukun Üstünlüğüne Duyulan İnanç: Gözaltı kararının hukuki dayanağının sorgulanması.
- İfade Özgürlüğüne Destek: Tüketicilerin siyasi görüşlerini ifade etme özgürlüğüne sahip çıkması.
- Ekonomik Gücün Farkındalığı: Tüketicilerin ekonomik güçlerini kullanarak tepki gösterme isteği.
TEPAV Raporunun Bulguları
TEPAV'ın detaylı analizleri, boykotun sadece sosyal medyada kalmadığını, reel ekonomiye de yansıdığını gösteriyor. Rapora göre, boykotun etkileri özellikle belirli sektörlerde belirgin bir şekilde hissedildi. Perakende sektörü, boykotun en çok etkilediği alanlardan biri oldu. Giyim, gıda ve elektronik gibi ürünlerin satışlarında düşüşler yaşandı. Ayrıca, boykota destek veren tüketicilerin alternatif markalara yöneldiği ve yerel üreticileri tercih ettiği gözlemlendi.
Raporda dikkat çeken diğer bulgular ise şunlar:
- Boykota katılan tüketicilerin harcama alışkanlıklarında belirgin değişiklikler yaşandı.
- Boykot edilen markaların itibarında düşüşler görüldü.
- Alternatif markaların ve yerel üreticilerin pazar payı arttı.
Boykotun Uzun Vadeli Etkileri
TEPAV raporu, boykotun sadece kısa vadeli bir tepki olmadığını, aynı zamanda uzun vadeli etkiler yaratabileceğini de vurguluyor. Tüketicilerin bilinçlenmesi ve ekonomik güçlerinin farkına varması, gelecekte benzer durumlarda daha organize ve etkili tepkiler verilmesine zemin hazırlayabilir. Ayrıca, markaların ve işletmelerin tüketici hassasiyetlerini dikkate alması ve etik değerlere uygun hareket etmesi de önem kazanıyor.
Ekonomistler, boykotun piyasa dengeleri üzerinde de etkili olabileceğini belirtiyor. Tüketicilerin belirli markalara karşı boykot uygulaması, rekabet ortamını değiştirebilir ve yeni oyuncuların pazara girmesine olanak sağlayabilir. Bu durum, uzun vadede daha çeşitli ve rekabetçi bir ekonomik yapıya yol açabilir.
Sonuç olarak, TEPAV'ın raporu, alışveriş boykotunun sadece bir tepki eylemi olmadığını, aynı zamanda ekonomik ve sosyal değişimlere yol açabilecek potansiyele sahip olduğunu gösteriyor. Tüketicilerin bilinçli tüketim davranışları sergilemesi ve ekonomik güçlerini kullanarak tepki göstermesi, gelecekte daha adil ve sürdürülebilir bir ekonomik sistemin oluşmasına katkı sağlayabilir.