Haka Cezası! Maori Vekiller Meclisten Uzaklaştırıldı
Dünya

Haka Cezası! Maori Vekiller Meclisten Uzaklaştırıldı


05 June 20255 dk okuma20 görüntülenmeSon güncelleme: 03 July 2025

Yeni Zelanda Meclisi'nde tarihi bir karar alındı. Tartışmalı bir yasa tasarısını haka dansı ile protesto eden üç Maori milletvekili, meclis tarafından cezalandırıldı. Milletvekilleri, 7 ila 21 gün arasında değişen sürelerle meclisten uzaklaştırıldı. Bu karar, Yeni Zelanda siyasi tarihinde bir ilk olarak kayıtlara geçti. Peki, bu protestoya neden olan yasa tasarısı neydi ve bu ceza neden bu kadar yankı uyandırdı?

Haka Dansı Protestosu ve Cezanın Nedeni

Geçtiğimiz yıl, Yeni Zelanda Meclisi'nde tartışmalı bir yasa tasarısı görüşülüyordu. Bu tasarı, ülkenin kurucu anlaşması olan Waitangi Anlaşması'nın yeniden tanımlanmasını öngörüyordu. Maori toplumu, bu tasarının haklarını zedeleyeceğini düşünerek harekete geçti. Muhalefet vekili Hana-Rawhiti Maipi-Clarke'ın başlattığı haka dansı protestosu, kısa sürede diğer milletvekillerinin de katılımıyla büyüdü. Partinin eş başkanları Rawiri Waititi ve Debbie Ngarewa-Packer da protestoya destek verdi. Ancak bu protesto, meclis tarafından hoş karşılanmadı ve üç milletvekili hakkında soruşturma başlatıldı.

Meclis komitesi, haka dansının diğer milletvekillerini "sindirebileceğini" savunarak, milletvekillerinin cezalandırılmasını tavsiye etti. Yapılan oylama sonucunda Hana-Rawhiti Maipi-Clarke 7 gün, Rawiri Waititi ve Debbie Ngarewa-Packer ise 21'er gün meclisten uzaklaştırıldı. Bu cezalar, Yeni Zelanda tarihinde bir milletvekiline verilen en uzun uzaklaştırma cezaları olarak tarihe geçti.

Waitangi Anlaşması ve Tartışmalı Yasa Tasarısı

Peki, Maori milletvekillerini bu kadar öfkelendiren ve haka dansı ile protesto etmelerine neden olan Waitangi Anlaşması nedir? 1840 yılında İngiliz Krallığı ve Maori liderleri arasında imzalanan Waitangi Anlaşması, Yeni Zelanda'nın temelini oluşturuyor. Ancak anlaşmanın farklı yorumları, zaman zaman gerginliklere yol açıyor.

Tartışmalı yasa tasarısı, Waitangi Anlaşması'nın ilkelerinin yasal olarak yeniden tanımlanmasını amaçlıyordu. Tasarıyı savunanlar, anlaşmanın ülkeyi ırklara göre böldüğünü iddia ediyordu. Karşı çıkanlar ise ülkeyi bölenin tasarının kendisi olduğunu savunuyordu. Tasarı, mecliste yapılan oylamada reddedilse de, Maori toplumu ile hükümet arasındaki gerginliği daha da artırdı.

Maori milletvekillerinin cezalandırılması, Yeni Zelanda'da büyük yankı uyandırdı. Birçok kişi, bu kararın Maori kültürüne ve ifade özgürlüğüne bir saldırı olduğunu savunuyor. Milletvekilleri ise cezaya rağmen mücadelelerine devam edeceklerini belirtiyor. Maipi-Clarke, meclisteki konuşmasında, "Asla susturulmayacağız, asla kaybolmayacağız" diyerek kararlılıklarını vurguladı.

Bu olay, Yeni Zelanda'da Maori hakları ve kültürel kimlik konularında yeni bir tartışma başlattı. Ülkenin geleceği, bu tartışmaların nasıl sonuçlanacağına bağlı olacak gibi görünüyor.