Türkiye'de kredi kartı ve bireysel kredi borçlarının ulaştığı boyutlar endişe verici seviyede. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK)'nın son verileri, vatandaşın temel ihtiyaçlarını karşılamakta dahi borca başvurduğunu gözler önüne seriyor. Öyle ki, yapılan her 10 liralık harcamanın 7 lirası kredi kartları veya bireysel krediler yoluyla finanse ediliyor. Bu durum, hane halkı borçluluğunun sürdürülebilirliği konusunda ciddi soru işaretleri yaratıyor.

İhtiyaç Kredilerinde Rekor Artış

İhtiyaç kredilerindeki artış, borçlanma eğiliminin ne denli yükseldiğini net bir şekilde gösteriyor. Geçtiğimiz yılın aynı döneminde 1 trilyon 147 milyar lira olan ihtiyaç kredisi hacmi, bu yılın Mayıs ayında 1 trilyon 675 milyar liraya yükseldi. Bu, yıllık bazda yaklaşık %46'lık bir artışa denk geliyor. Vatandaşın temel ihtiyaçlarını karşılamak için bile bu denli yüksek miktarda borçlanması, ekonomik sıkıntıların derinleştiğinin bir işareti olarak değerlendiriliyor.

Borç Sarmalında Vatandaş

Yüksek enflasyon, artan yaşam maliyeti ve gelirlerdeki yetersiz artış, vatandaşları borçlanmaya iten temel faktörler arasında. Özellikle dar gelirli vatandaşlar, temel gıda, fatura ve kira gibi zorunlu harcamalarını karşılayabilmek için kredi kartlarına ve ihtiyaç kredilerine başvurmak zorunda kalıyor. Bu durum, onları bir borç sarmalına sokarak gelecekte daha büyük finansal sorunlarla karşılaşma riskini artırıyor. Uzmanlar, bu durumun sürdürülebilir olmadığını ve acil önlemler alınması gerektiğini vurguluyor.

• Enflasyonun yükselmesi
• Hayat pahalılığının artması
• Gelirlerin yetersiz kalması

Kredi kartı ve ihtiyaç kredisi borçlarının bu denli yükselmesi, ekonomik istikrar açısından da önemli bir risk oluşturuyor. Bankaların takipteki alacaklarının artması, finansal sistemde kırılganlık yaratabilir. Bu nedenle, hükümetin ve ilgili kurumların bu soruna yönelik kapsamlı ve etkili çözümler üretmesi gerekiyor. Aksi takdirde, borç sarmalındaki vatandaş sayısı artmaya devam edecek ve ekonomik sorunlar daha da derinleşecektir.