20 Nisan 2025 Pazar

Metin Külünk'ten Şok Tweet: Makam Savaşı mı Başlıyor?

Eski AKP Milletvekili Metin Külünk'ün sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı paylaşım, siyaset gündemine bomba gibi düştü. Külünk'ün "FETÖ'cü zihniyetin en pis mirası" olarak nitelendirdiği ve makamların ne pahasına olursa olsun ele geçirilmesi gerektiğini savunan ifadeleri, tartışma yarattı. Peki, Külünk'ün bu çıkışının ardında yatan neden ne?

Külünk'ten Tartışma Yaratan Paylaşım

Metin Külünk, Prof. Dr. Hilmi Demir'in bir tweetini alıntılayarak yaptığı paylaşımda, FETÖ'nün zihniyetinin Türkiye'de hala etkili olduğunu iddia etti. Külünk, şu ifadeleri kullandı:

"FETÖ'cü zihniyetin en pis mirası: Siz o makamlara gelmezseniz onlar gelir ve size asla acımazlar. O halde makamları ne yapıp edin savaşta hile caizdir haksızda olsa ele geçirin zihniyetidir."

Bu paylaşım, sosyal medyada büyük yankı uyandırdı. Külünk'ün sözleri, bazı kesimler tarafından desteklenirken, bazı kesimler tarafından ise sert bir şekilde eleştirildi.

Siyaset Arenasında Yeni Bir Polemik mi?

Külünk'ün bu çıkışı, siyaset arenasında yeni bir polemiğin fitilini ateşleyebilir. Özellikle yaklaşan yerel seçimler öncesinde, bu tür tartışmaların daha da artması bekleniyor. Külünk'ün bu sözleri, AKP içinde de farklı yorumlara neden olabilir. Kimi isimler Külünk'ün görüşlerine katılırken, kimi isimler ise bu tür söylemlerin partiye zarar verebileceğini savunabilir.

  • Destekleyenler: FETÖ ile mücadelede kararlılık vurgusu
  • Eleştirenler: Siyasi etik dışı söylem

Türkiye'de Siyasetin Geleceği

Metin Külünk'ün tweeti, Türkiye'de siyasetin geleceği hakkında önemli soruları gündeme getiriyor. Siyasetçilerin kullandığı dil, toplumun kutuplaşmasına mı yoksa uzlaşmasına mı hizmet ediyor? Siyasi etik ilkeleri ne kadar önemseniyor? Bu soruların cevapları, Türkiye'nin geleceği için büyük önem taşıyor.

Külünk'ün bu çıkışı, siyasi arenada yeni bir tartışma başlatırken, toplumun farklı kesimlerinde farklı tepkilere neden oldu. Bu tür olaylar, siyasetin ne kadar karmaşık ve çalkantılı bir süreç olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Türkiye'nin geleceği, bu tür tartışmaların nasıl yönetileceğine ve siyasetçilerin nasıl bir dil kullanacağına bağlı olacak.

İlgili Haberler