
Savaşın Pornografisi: Medya Bizi Nasıl Hipnotize Ediyor?
BirGün yazarı Selçuk Candansayar, "Savaş Pornografisi" başlıklı yazısıyla gündeme bomba gibi düştü. Yazıda, ABD, İran ve İsrail arasındaki gerilimlerin medyada nasıl bir şova dönüştürüldüğü ele alınıyor. Candansayar, medyanın savaşın acımasızlığını unutturarak, bir tür "pornografik" tüketim nesnesine dönüştürdüğünü savunuyor. Bu durum, izleyicileri hipnotize ederek gerçeklerden uzaklaştırıyor.
Medyanın Savaş Algısı
Candansayar, yazısında medyanın savaş araçlarını ve potansiyel hedefleri nasıl detaylı bir şekilde sergilediğine dikkat çekiyor. B2 bombardıman uçakları ve GBU57 A/B bombalarının özelliklerinin, İran'daki Fordo nükleer tesisinin derinliğinin ve korunaklılığının uzun uzun anlatıldığını belirtiyor. Bu durum, savaşın teknik detaylarına odaklanarak insani boyutunu göz ardı ediyor. Candansayar, bu durumu şu sözlerle ifade ediyor:
"Medyada günlerdir B2 bombardıman uçağı ve GBU57 A/B bombasının becerilerine maruz bırakıldık. Uçak ve bombasının hedefi olan İran’daki Fordo nükleer tesisinin 'derinliği' ve 'korunaklılığı' da uzun uzun anlatıldı."
Haber programlarında sürekli olarak "uçak", "bomba" ve "tesis" gibi unsurların yapısal özellikleri ve performansları tartışılırken, yorumcuların "vurur mu vuramaz mı, bu gece mi vurur, mümkün değil ancak on güne vurabilir" şeklindeki tahminleriyle izleyicilerin ekranlara kilitlendiğini vurguluyor. Bu durum, savaşın bir tür spektaküler eğlence haline getirilmesine yol açıyor.
Savaşın Pornografik Tüketimi
Candansayar'a göre, medyanın bu yaklaşımı, savaşın acımasız sonuçlarını ve insani maliyetini göz ardı ederek, onu bir tür pornografik tüketime dönüştürüyor. İzleyiciler, savaşın teknik detaylarına ve potansiyel sonuçlarına odaklanarak, yaşanan acıları ve kayıpları unutuyor. Bu durum, savaşın normalleştirilmesine ve kanıksanmasına neden oluyor.
Sonuç: Medyanın Sorumluluğu
Selçuk Candansayar'ın "Savaş Pornografisi" yazısı, medyanın savaş haberlerini sunarkenki sorumluluğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Medyanın, savaşın teknik detaylarına odaklanmak yerine, insani boyutunu ve sonuçlarını ön plana çıkarması gerekiyor. Aksi takdirde, savaşın bir tür pornografik tüketime dönüşmesi ve izleyicilerin gerçeklerden uzaklaşması kaçınılmaz olacaktır. Medyanın bu konudaki etik sorumluluğu, barışın ve insanlığın korunması adına hayati önem taşıyor.