ABD'de 2021'deki Kongre baskınıyla ilgili mahkum olan aşırı sağcı Proud Boys grubunun liderleri, ABD hükümetine 100 milyon dolarlık dava açtı. Davacılar, yargı sürecinde haklarının ihlal edildiğini iddia ediyor. Bu gelişme, Trump'ın affının ardından yaşanan beklenmedik bir hamle olarak dikkat çekiyor.

Proud Boys'tan Şok Dava: Neler Yaşandı?

Joe Biden'ın 2020 seçim zaferinin ardından Kongre'ye düzenlenen baskını planlamak ve katılmak suçlamasıyla mahkum edilen beş isim, şimdi de FBI ajanları ve savcıların soruşturma süreçlerinde "kişisel önyargılarıyla" hareket ettiğini savunuyor. Davacılar, Trump'ın "siyasi müttefiklerini cezalandırmak" amacıyla anayasal haklarının çiğnendiğini belirtiyor.

Davacılar arasında yer alan ve 22 yıl hapis cezasına çarptırılan Henry "Enrique" Tarrio, 2021'deki Kongre saldırısını planlamaktan suçlu bulunmuştu. Tarrio'ya yöneltilen suçlamalar arasında "kışkırtıcı komplo" da bulunuyordu. Diğer dört Proud Boys lideri de benzer hapis cezalarına çarptırılmıştı.

Trump, göreve geldikten sonra aldığı af kararlarını imzalayarak bu kişilerin cezalarını hafifletmişti. Ancak bu af kararı, Proud Boys'un açtığı davayı engellemeye yetmedi.

• Henry "Enrique" Tarrio: 22 yıl hapis cezası aldı.
• Ethan Nordean: Hapis cezası aldı.
• Joseph Biggs: Hapis cezası aldı.
• Zachary Rehl: Hapis cezası aldı.
• Dominic Pezzola: Hapis cezası aldı.

İddialar ve Savunmalar

Proud Boys liderleri, "hukuk sisteminin korkunç ve sistematik bir şekilde ihlal edilmesine" maruz bırakıldıklarını iddia ediyor. Savcıları delilleri tahrif etmek ve görgü tanıklarına gözdağı vermekle suçluyorlar. Davada, Trump'ın atadığı Pam Bondi'nin bakanlığındaki Adalet Bakanlığı davalı olarak yer alıyor.

Davacılar, Trump'ın "siyasi müttefiklerini cezalandırmak ve onlara baskı uygulamak" için anayasal haklarının çiğnendiğini de savundu. Bu iddialar, davanın seyrini değiştirebilecek önemli argümanlar içeriyor.

Davanın Olası Sonuçları

Proud Boys'un açtığı bu dava, ABD hukuk sistemi ve siyasi arenasında yankı uyandırabilir. Davanın sonucunda, Adalet Bakanlığı'nın soruşturma süreçleri ve Trump'ın af kararları mercek altına alınabilir. Ayrıca, davanın aşırı sağcı grupların geleceği üzerindeki etkileri de yakından takip edilecek.

Bu dava, ABD'deki siyasi kutuplaşmanın ve hukuk sistemine olan güvenin sorgulanmasının bir yansıması olarak değerlendirilebilir. Dava sürecinde yaşanacak gelişmeler, ABD kamuoyunun ve uluslararası toplumun dikkatle izleyeceği bir konu olmaya devam edecek.