21 Nisan 2025 Pazartesi

28 Şubat'ta Atalay'a Şok Sözler: Yolsuzluk Olsa Yardım Ederdik!

Akademisyen, yönetici, stratejist ve siyasetçi Beşir Atalay'ın "Dünden Bugüne Anılar: Sadece Yaşayıp Yazdıklarım" adlı kitabı, Türkiye'nin yakın tarihine ışık tutuyor. Atalay, kitabında özellikle 1950'den bu yana yaşanan siyasi, sosyo-kültürel ve ekonomik süreçleri kendi yaşamı üzerinden anlatıyor. Kitapta yer alan bir anı ise dikkat çekiyor: Kırıkkale Üniversitesi'nden 28 Şubat döneminde irtica gerekçesiyle görevden alınan Atalay'a, bir Danıştay üyesi yolsuzluk olsaydı yardım edebileceklerini ancak irtica konusunda ellerinden bir şey gelmediğini söylüyor.

Kırıkkale Üniversitesi ve MGK Denetlemesi

Beşir Atalay, kurucu rektörü olduğu Kırıkkale Üniversitesi'nin kuruluş aşamasındaki zorlukları ve 28 Şubat sürecinde yaşadığı sıkıntıları detaylı bir şekilde anlatıyor. Üniversitenin Milli Güvenlik Kurulu (MGK) tarafından denetlenen ilk üniversite olduğunu belirten Atalay, bu denetleme sonucunda "kadrolaşma" bahanesiyle görevden alındığını ifade ediyor. Atalay, o günleri şöyle anlatıyor: "Anladık ki, ‘Burada büyük kadrolaşma var’ deyip onu araştırmaya gelmişler. Üniversitenin gelişmesi, kampüsü falan umurlarında değil… Böylece MGK beni ve üniversitemizi denetledi."

Görevden alınma işleminin ardından Danıştay'a itirazda bulunduğunu aktaran Atalay, bir Danıştay üyesinin sözlerini aktarıyor: "Aziz Akgül, Danıştay’da ilgili dairede tanıdığı bir üye ile görüşmeye gitmiş, olayı anlatmış. O üye, ‘Şayet yolsuzluk veya başka bir suçlama olsa yardım etmeye çalışırdım, fakat irtica olunca hiçbir şey yapamayız, üzgünüm’ demiş. Zaten yüksek yargı başkanları özel olarak Genelkurmay’a çağrılmış ve tembihlenmişti. Yargıdan adalet beklemek mümkün değildi." Bu sözler, o dönemde yargının ne kadar baskı altında olduğunu gözler önüne seriyor.

Başörtüsü Yasağı ve Dayanışma

28 Şubat döneminde başörtüsü yasaklarının yoğun bir şekilde uygulandığı günlerde, üç başörtülü kadın öğretim üyesi Atalay'ı ziyaret ederek endişelerini dile getirir. Atalay, o anları şöyle anlatıyor: "Hocam bu örtümüz ve kıyafetimizle size şu dönemde zarar veriyor olabiliriz, biz ayrılabiliriz, bize ne dersiniz’ diye sormaları üzerine, ‘Bu hepimiz için imtihandır, gidip işinize bakın, ne olacaksa birlikte yaşayacağız’ dedim." Atalay'ın bu sözleri, o dönemde yaşanan zorluklara karşı sergilenen dayanışmanın önemli bir örneği.

28 Şubat ve Medyanın Rolü

Atalay, 28 Şubat sürecinde medyanın rolüne de dikkat çekiyor. Medyanın gücü olmasaydı bu büyük psikolojik harekatın gerçekleştirilemeyeceğini belirten Atalay, o dönemde dik duran basın yayın organları ve gazetecileri şu sözlerle anıyor: "Bana göre o sürecin birinci kahramanı o günkü Kanal 7 televizyonu ve ikincisi ise o günkü Yeni Şafak gazetesidir. Onlar yiğitçe direndiler, haksızlık ve zulme karşı durdular, yapılan zulümleri sergilediler. Zulme uğrayanların yanında yer aldılar, toplumun sesi oldular."

Kitapta Neler Var?

Atalay'ın kitabında, çocukluğundan başlayarak bugüne kadar yaşadığı önemli olaylar ve deneyimler yer alıyor. Kitapta ele alınan bazı konular şunlar:

  • 12 Mart askeri müdahalesi
  • 12 Eylül 1980 darbesi
  • Devlet Planlama Teşkilatı'nda geçirdiği yıllar
  • Kırıkkale Üniversitesi'ni kurma ve geliştirme çabaları
  • 28 Şubat darbesiyle üniversiteden uzaklaştırılma
  • Ankara Sosyal Araştırmalar Merkezi (ANAR) çalışmaları
  • AK Parti’nin kuruluş dönemi

Beşir Atalay'ın "Dünden Bugüne Anılar: Sadece Yaşayıp Yazdıklarım" kitabı, Türkiye'nin yakın tarihine ışık tutan önemli bir eser. Kitapta yer alan anılar, o dönemde yaşanan zorlukları, baskıları ve dayanışmayı gözler önüne seriyor. Atalay'ın yaşadıkları, Türkiye'nin siyasi ve sosyal değişimlerini anlamak için önemli bir kaynak niteliğinde.

İlgili Haberler