Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinde Hatay Antakya'da yıkılan Alya Uçar Apartmanı'nda 14 kişi hayatını kaybetti. Olayla ilgili açılan davanın ilk duruşmasında müteahhit Hikmet Günsay'ın savunması dikkat çekti.

Duruşmada Şaşırtan Savunma

Alya Uçar Apartmanı'nın yıkılmasıyla ilgili davada sanıklar arasında yer alan müteahhit Hikmet Günsay, suçlamaları reddederek, "Çok özenli ve kaliteli malzeme kullandım" dedi. Günsay, binanın yapımında tüm yönetmeliklere uyduğunu ve denetimlerden geçtiğini iddia etti. Diğer sanıklar da benzer şekilde savunma yaparak suçsuz olduklarını öne sürdüler.

• Müteahhit Hikmet Günsay: "Görev ve sorumluluklarımı yönetmeliklere uygun yaptım."
• Statik Proje Müellifi Ayhan Girişken: "Sorumluluğum statik tasarımla sınırlı."
• Şantiye Şefi Adem Sabırlı: "Uygulamalar kanun ve yönetmeliklere uygundu."
• Zemin Etüt Raporu Hazırlayan Salih Zorsu: "Bilirkişi raporunda adım geçmiyor."

Acılı Ailelerden Tepki

Depremde yakınlarını kaybeden aileler ise sanıkların savunmalarına tepki gösterdi. 11 yaşındaki oğlunu kaybeden Alev Demirok, müteahhitin daha önce dairelerin depreme dayanıklı olduğunu söylediğini aktardı. Demirok, "Evladımı kaybettim, sanıkların cezalandırılmasını istiyorum" şeklinde konuştu. Diğer bir müşteki Fatih Güngör ise sanıkların sorumluluktan kaçamayacağını vurguladı.

Duruşmada söz alan müteahhit Hikmet Günsay, üzüntülerini dile getirerek, "Kullandığım malzeme ve yaptığım işi en kaliteli ve en sağlam şekilde yaptığıma inanıyorum" dedi. Mahkeme heyeti, bilirkişi raporu talebini reddederken, sanıkların tutuksuz yargılanmasına karar verdi. Duruşma 23 Ekim'e ertelendi.

Olayın Arka Planı

Öz Burak İnşaat tarafından yapılan Alya Uçar Apartmanı, 6 Şubat depremlerinde yıkılarak 14 kişinin ölümüne neden olmuştu. Firmanın sahibi Hikmet Günsay'ın daha önce yaptığı açıklamalarda konutların en iyi teknoloji ve malzemelerle inşa edildiği belirtilmişti. Ancak depremde yaşanan yıkım, bu iddiaları çürütmüştü. Alya Uçar Apartmanı'nın yanı sıra firmanın yaptığı diğer binalar da depremde yıkılmış ve çok sayıda insan hayatını kaybetmişti.

Davanın sonucunda sanıkların alacağı cezalar, depremde yaşanan acıları bir nebze olsun dindirecek mi, yoksa adaletin tecelli etmediği yönünde eleştirilere mi yol açacak, ilerleyen süreçte görülecek. Ancak bu tür davaların, gelecekte benzer acıların yaşanmaması adına emsal teşkil etmesi büyük önem taşıyor.