
Fatih Altaylı Neden Hala Tutuklu? Şok Gelişmeler!
Gazeteci Fatih Altaylı'nın "Cumhurbaşkanı'nı tehdit" suçlamasıyla tutuklu yargılandığı davada flaş gelişmeler yaşandı. 104 gündür tutuklu bulunan Altaylı ilk kez hakim karşısına çıktı. Mahkeme, Altaylı'nın tutukluluk halinin devamına karar vererek davayı 26 Kasım'a erteledi. Bu karar kamuoyunda büyük yankı uyandırırken, gazeteci Ruşen Çakır duruşmayı Silivri'de takip etti ve önemli değerlendirmelerde bulundu.
Ruşen Çakır'dan Kritik Yorumlar: Neden Tahliye Edilmedi?
Duruşmayı yakından izleyen gazeteci Ruşen Çakır, Fatih Altaylı'nın tutukluluk halinin devamına karar verilmesini siyasi bir tabloyla ilişkilendirdi. Çakır, "Ortada bulunacak bir delil yok, pekala tutuksuz yargılanabilirdi ama mahkeme bunu yapmadı" diyerek kararın düşündürücü olduğunu vurguladı. Sürecin Türkiye'deki gazetecilere yönelik baskının bir parçası olduğunu belirten Çakır, şu çarpıcı ifadeleri kullandı:
- "Normal şartlarda ev hapsi veya adli kontrol kararı verilebilirdi ama verilmedi."
- "Altaylı tutuklandığı andan itibaren susmadı, YouTube’daki varlığını sürdürdü."
- "Boyun eğmediği için tahliye edilmedi."
Çakır'ın bu sözleri, kararın arkasındaki olası nedenlere ışık tutuyor. Altaylı'nın tutukluluğu boyunca eleştirel duruşunu koruması ve kamuoyunu bilgilendirmeye devam etmesi, tahliye edilmemesinde etkili olmuş olabilir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Davaya Müdahil Oldu!
Duruşmada dikkat çeken bir diğer gelişme ise Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın avukatının davaya müdahil olma talebinin mahkemece kabul edilmesi oldu. Ruşen Çakır, bu durumu "kritik bir gelişme" olarak değerlendirdi ve "Cumhurbaşkanı da Altaylı’nın o videoda kendisini tehdit ettiğine inanıyor ki müdahil oluyor" dedi. Bu durum, davanın siyasi boyutunun ne kadar derin olduğunu gözler önüne seriyor.
Ruşen Çakır, Medyascope yayınında yaptığı değerlendirmede, Fatih Altaylı gibi popüler ve etkili bir ismin tutuklanmasının, ana akım medyanın da artık güvende olmadığını gösterdiğini söyledi. Çakır, "Ana akım olmak da kurtarmıyor. Ya biat edeceksiniz ya da çok sert bir pozisyona zorlanacaksınız" ifadeleriyle medyanın üzerindeki baskıya dikkat çekti.
Çakır, süreci Gabriel García Márquez’in ‘Kırmızı Pazartesi’ romanına benzeterek, "Herkesin beklediği ama engellenmeyen bir olay gibi, Altaylı’nın tahliye edilmemesi de göstere göstere yaşandı" dedi.
Fatih Altaylı'nın tutukluluk halinin devamı, Türkiye'deki basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğü tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Dava sürecinin nasıl ilerleyeceği ve Altaylı'nın ne zaman serbest kalacağı merakla bekleniyor.