
İmamoğlu'nun Seçim Zaferinin Dijital Sırrı Ne? Şok İddialar!
Mart 2019 yerel seçimleri öncesinde Ekrem İmamoğlu'nun adaylığıyla başlayan süreç, seçim zaferinin ardındaki sır perdesini aralamaya devam ediyor. İddialara göre, bu zaferde dijital stratejilerin ve yabancı istihbarat bağlantılarının önemli bir rolü bulunuyor. Peki, İmamoğlu'nun seçim başarısının ardındaki gerçekler neler?
Dijital Kuşatma ve Veri Analizi İddiaları
Hüseyin Gün'ün itirafları, Türkiye'nin dijital kuşatılma biçiminin çarpıcı bir örneği olarak değerlendiriliyor. Gün'ün telefon rehberinde MI6 Başkanından CIA mensuplarına, Mossad subaylarından eski İngiliz generallerine kadar birçok istihbaratçının bulunduğu iddia ediliyor. Bu durum, seçim sürecinde veri analizinin ne kadar önemli bir rol oynadığını gözler önüne seriyor.
İddialara göre, CIA'de görev yapmış Aaron Barr'ın hazırladığı rapor, Hüseyin Gün aracılığıyla Necati Özkan'a, oradan da İmamoğlu'na ulaştırılmış. Rand Corporation adlı Amerikan düşünce kuruluşunun 2019 öncesi raporunda ise İmamoğlu, Erdoğan'ın karşısına "en uygun aday" olarak gösterilmişti. Bu durum, meselenin sadece "dijital analiz" olmadığını, yabancı zihnin Türk seçmeninin zihninde laboratuvar kurduğunu gösteriyor.
Yeni Vesayet: Dijital Algoritmalar ve Müstevlilerin Arzusu
Eski dünyanın refleksleriyle çalışanların, seçmeni ekran arkasında kodlara bölen "veri casuslarına" karşı seçim kazanma ihtimalleri sorgulanıyor. Yeni vesayetin artık askeri değil, dijital olduğu vurgulanıyor. Kodla gelen, algoritmayla yayılan ve "demokrasi, hukukun üstünlüğü" kılıfıyla servis edilen bu yeni vesayet, Türkiye'yi yönlendirme arzusunu hiç değiştirmiyor.
- Veri madenciliği "özgürlük" diye pazarlanıyor.
- Seçmen dijital mikroskopla inceleniyor.
- Partiler hala saha anketiyle nabız yokluyor.
Bu iddialar, seçim süreçlerinde dijital manipülasyonun ne kadar etkili olabileceğini ve seçmenlerin bilinçli olması gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor. Gelecek seçimlerde bu tür stratejilere karşı nasıl önlemler alınacağı ise merak konusu.












