Gazeteci İsmail Saymaz, CHP eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile aralarında geçen ve kamuoyunda büyük yankı uyandıran el öpme iddialarına nihayet açıklık getirdi. Saymaz, Halk TV'de yayınlanan bir programda, Kılıçdaroğlu ile yaptığı görüşmenin detaylarını ve yaşanan helalleşmeyi tüm gerçekliğiyle aktardı. Peki, gerçekte neler yaşandı? İşte tüm detaylar...
Görüşmenin Perde Arkası
İsmail Saymaz, Kılıçdaroğlu ile gerçekleştirdiği ve yaklaşık bir buçuk saat süren görüşmenin detaylarını paylaştı. Görüşmede, Gamze Akkuş İlgezdi, Deniz Demir, Bülent Kerimoğlu ve Bülent Kuşoğlu gibi CHP'li önemli isimlerin de hazır bulunduğu belirtildi. Saymaz, görüşme sırasında duygusal anlar yaşandığını ve Kılıçdaroğlu ile geçmişte yaşanan eleştiriler nedeniyle helalleştiklerini ifade etti.
Saymaz, "Kurultay sürecinde gazetecilik yaptım. Bazı sözlerim ve yorumlarım kendisini kırmış olabilir. Bunu dile getirdim, 'üzgünüm' dedim. Evet abi, helalleştik." şeklinde konuştu.
El Öpme İddialarına Yanıt
Sosyal medyada hızla yayılan ve tartışmalara neden olan el öpme iddialarına da açıklık getiren Saymaz, bu iddiaların gerçeği yansıtmadığını vurguladı.
İsmail Küçükkaya'nın aktardığına göre Saymaz, "En doğru bilgi, birinci ağızdan alınan bilgidir. Trollerin yaydığı söylentilerin aksine, Saymaz’ın açıklaması net: El öpülmedi, helalleşildi. Biz gazeteciyiz. Ben babamın elini bile öpmedim. Zaten Kemal Bey de elini öptürmez" diyerek spekülasyonlara son noktayı koydu.
- El öpme iddiası tamamen asılsızdır.
- Görüşmede sadece helalleşme yaşanmıştır.
- Saymaz, gazetecilik ilkelerine bağlı olduğunu vurgulamıştır.
Sonuç
İsmail Saymaz'ın açıklamalarıyla, Kemal Kılıçdaroğlu ile arasında geçen görüşmeye dair merak edilen tüm sorular yanıt buldu. El öpme iddialarının asılsız olduğu ve görüşmede sadece helalleşme yaşandığı netlik kazandı. Bu açıklama, kamuoyunda oluşan yanlış algıları düzeltirken, gazetecilik etiği ve siyasi ilişkiler arasındaki hassas dengeyi de bir kez daha gündeme getirdi. Saymaz'ın net tavrı, bundan sonraki süreçte benzer spekülasyonların önüne geçilmesi açısından da önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.