Filistin Gazeteciler Sendikası, İsrail'in 2025 yılı başından itibaren Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda 15 Filistinli gazetecinin hayatını kaybettiğini duyurdu. Bu acı tablo, İsrail'in gazetecilere yönelik ihlallerini gözler önüne seriyor. Yayınlanan raporda, 11 gazetecinin de yaralandığı, 17 gazetecinin ailesinin hayatını kaybettiği ve 12 gazetecinin evlerinin bombalarla yıkıldığı belirtiliyor.
Gazetecilere Yönelik İhlaller Artıyor
Raporda yer alan bilgilere göre, İsrail sadece can kayıplarına neden olmakla kalmıyor, aynı zamanda gazetecilerin çalışma koşullarını da ağırlaştırıyor. 15 gazeteci evlerinden veya sahadan gözaltına alınmış, bazıları hala tutuklu bulunuyor. Ayrıca, 49 gazeteciye ölüm tehdidi yapıldığı ve 16 olayda gazetecilik ekipmanlarına el konulduğu veya kasıtlı olarak tahrip edildiği belirtiliyor. Bu durum, basın özgürlüğüne yönelik ciddi bir tehdit oluşturuyor.
Göz Yaşartıcı Gaz ve Çalışma Yasakları
Gazetecilerin karşılaştığı zorluklar sadece fiziksel saldırılarla sınırlı değil. Rapora göre, 31 gazeteci göz yaşartıcı gazdan etkilenerek boğulma tehlikesi geçirmiş ve 13 gazeteciye sahada çalışma yasağı getirilmiş. Bu tür uygulamalar, gazetecilerin haber yapma özgürlüğünü kısıtlayarak kamuoyunun doğru bilgilendirilmesini engelliyor.
İhlal Vakaları ve Medya Ofisinin Açıklaması
Filistin Gazeteciler Sendikası, bu dönemde 343 ihlal ve suç vakasını belgelemiş durumda. Bu vakalar arasında sözlü saldırılar, tehditler, kışkırtmalar ve medya içeriklerinin silinmesi gibi pek çok ihlal yer alıyor. Gazze’deki hükümetin medya ofisi ise, 7 Ekim 2023’te başlayan İsrail saldırılarında 212 Filistinli gazetecinin hayatını kaybettiğini açıkladı. Bu sayılar, bölgedeki gazetecilerin ne kadar büyük bir risk altında olduğunu açıkça gösteriyor.
İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları ve gazetecilere yönelik ihlalleri, uluslararası kamuoyunda büyük tepkilere yol açıyor. Basın özgürlüğünün korunması ve gazetecilerin güvenliğinin sağlanması için uluslararası toplumun daha fazla çaba göstermesi gerekiyor. Aksi takdirde, gerçeklerin karanlıkta kalması ve savaşın acımasız yüzünün gizlenmesi riski artacaktır.