01 Mayıs 2025 Perşembe

İstanbul Depremi: İletişim Neden Çöktü? İhmalkarlık mı?

İstanbul'da yaşanan 6.2 büyüklüğündeki deprem, binaları sallamakla kalmadı, iletişim hatlarını da felç etti. Deprem sonrası telefonların çekmemesi, mesajların gitmemesi, ailelerin birbirine ulaşamaması büyük bir paniğe yol açtı. Peki, bu iletişim çöküşünün sebebi neydi? İletişimsizlik kader mi, yoksa ihmalkarlık mı?

Deprem ve İletişim Çöküşü: Bir Tekerrür mü?

6 Şubat depremlerinde yaşanan iletişim sorunları, İstanbul depremiyle tekrar gün yüzüne çıktı. Milyonlarca insan, enkaz altındaki yakınlarına ulaşmakta zorlandı. GSM operatörleri ise her zamanki gibi "yoğunluk" bahanesinin arkasına sığındı. Ancak bu mazeret, yaşanan acıları dindirmeye yetmiyor. Japonya gibi deprem riski yüksek ülkelerde dahi iletişim ağları çökmüyorken, Türkiye'de her depremde aynı sorunların yaşanması düşündürücü.

GSM operatörleri, abonelerine yıllardır "müşteri" olarak davranıyor. Kampanyalar, internet paketleri, faturalar derken, asıl sorumluluklarını unutuyorlar: Toplumun iletişim güvenliğini sağlamak. Deprem anında bir telefon hattı, bir mesaj, bir can kurtarabilir. Ama operatörler için öncelik, kâr marjları olunca, insanların paniği, endişesi, çaresizliği ikinci plana atılıyor.

Neden Hazırlıksız Yakalanıyoruz?

Operatörlerin her seferinde öne sürdüğü mazeret aynı: "Aşırı yoğunluk nedeniyle iletişim kesintisi yaşanmaktadır." Peki bu yoğunluk, deprem gibi önceden bilinen bir risk karşısında neden öngörülemiyor? Japonya’da, Şili’de, hatta dünyanın pek çok ülkesinde, deprem sonrası iletişim ağları çökmez. Çünkü alternatif sistemler devreye girer, acil durum hatları ayrılır, baz istasyonları enerji kesintilerine karşı yedeklenir. Bizdeyse, her depremde aynı bozuk kaset: "Üzgünüz, ulaşamıyorsunuz."

  • Altyapı yatırımları ne zaman tamamlanacak?
  • Acil durum iletişim protokolleri ne zaman devreye girecek?
  • Bu soruların cevabı, bir sonraki depremde daha fazla can kaybetmeden verilmeli.

İletişim Bir Lüks Değil, Hayat Hattıdır!

Deprem değil, hazırlıksızlık öldürür. İletişimsizlik değil, ihmalkarlık çaresiz bırakır. Bugün İstanbul’da yaşananlar, 6 Şubat’ın tekrarıydı. Yarın başka bir şehirde aynı acıyı yaşamak istemiyorsak, artık hesap sormalıyız. Çünkü bir mesajın ulaşmadığı her an, bir canın kaybıdır. Ve bu vebal, operatörlerin ve yetkililerin sırtındadır. Yeter artık!

Yetkililer ve operatörler, "Bu sefer ciddiyiz, önlem alacağız" diyerek geçiştirememelidirler. Çünkü her depremde aynı acıyı yaşamaktan bıktık.

İlgili Haberler