Orta Doğu'da sular ısınıyor! İsrail'in bölgedeki hamleleri, sadece bölgesel savaş riskini artırmakla kalmıyor, aynı zamanda uzun vadeli ve çok katmanlı bir hegemonya arzusunu da gözler önüne seriyor. Enerji kaynaklarına erişim, ticaret yollarını kontrol etme ve jeo-ekonomik üstünlüğü kalıcı hale getirme hedefi, İsrail'in stratejik hamlelerinin temelini oluşturuyor. Peki, bu hamlelerin arkasında yatan asıl plan ne? Türkiye bu planın neresinde?

Yinon Planı: İsrail'in Gizli Doktrini mi?

İsrail'in dış politikasını şekillendiren temel unsurlardan biri olarak kabul edilen Yinon Planı, 1980'lerde formüle edilmiş bir stratejik yaklaşımdır. Bu plan, İsrail'in güvenliğinin ancak komşularının etnik, mezhepsel ve siyasi olarak parçalanmasıyla sağlanabileceği düşüncesini savunur. Bu yaklaşımın, İsrail'in stratejik reflekslerini nasıl etkilediği ve bölgesel politikalarını nasıl yönlendirdiği ise merak konusu.

Davud Koridoru: Türkiye'ye Yönelik Bir Tehdit mi?

İsrail'in Suriye-Irak hattında inşa etmeye çalıştığı Davud Koridoru, sadece İran'a karşı bir hamle olarak değerlendirilmemeli. Bu koridor, aynı zamanda Türkiye'yi güneyden kuşatmaya yönelik çok katmanlı bir stratejinin parçası olarak da görülüyor. Terör örgütü SDG üzerinden şekillenen bu yapı, enerji hatlarından askeri üs zincirlerine kadar geniş bir alanı kapsıyor. Golan'dan Bou Kamal'a kadar uzanan bu güzergah, Tel Aviv'in hem Levant hakimiyetini pekiştirme hem de Çin'in Kuşak ve Yol Girişimi'ni baltalama hedefiyle örtüşüyor mu?

• Enerji kaynaklarına erişim
• Ticaret yollarının kontrolü
• Jeo-ekonomik üstünlüğün sağlanması

Peki, Türkiye Ne Yapmalı?

İsrail'in bölgedeki agresif politikaları ve Türkiye'ye yönelik potansiyel tehditleri göz önüne alındığında, Ankara'nın stratejik olarak dikkatli adımlar atması gerekiyor. Bölgesel ittifakların güçlendirilmesi, diplomatik girişimlerin artırılması ve askeri caydırıcılığın korunması, Türkiye'nin çıkarlarını korumak için elzem. Ayrıca, Türkiye'nin Kuşak ve Yol Girişimi'ndeki rolünü güçlendirmesi ve alternatif ticaret yolları geliştirmesi de büyük önem taşıyor.

İsrail'in karmaşık Levant planı, Orta Doğu'da yeni bir dönemin başlangıcını işaret ediyor olabilir. Türkiye'nin bu yeni dönemde nasıl bir rol oynayacağı ve bölgesel dengeleri nasıl etkileyeceği ise önümüzdeki günlerde netlik kazanacak. Ancak unutulmamalıdır ki, bölgesel barış ve istikrarın sağlanması için tüm aktörlerin diyalog ve işbirliği içinde hareket etmesi şart.