Fransa'da büyük bir skandal patlak verdi! Ulusal basında yer alan haberlere göre, Fransız Senato Komisyonu'nun "şişe suları skandalı" soruşturması, hükümetin Nestle'nin bakterili su sattığı gerçeğini gizlediğini ortaya koydu. Bu durum, kamuoyunda büyük bir infiale yol açtı.

Hükümet ve Nestle İşbirliği İddiaları

Soruşturma sonuçlarına göre, çeşitli Fransız bakanlıkları, bir vali ve Oksitanya Bölgesi Sağlık Ajansı Müdürü Didier Jaffre, Nestle Grubu'nun talebi üzerine, firmanın işlettiği su kuyularının sağlık kalitesiyle ilgili raporları değiştirdi. İddialara göre, bu değişikliklerle sularda bulunan bakteri, herbisit ve yasaklı pestisit kalıntıları gizlenmeye çalışıldı.

Senato Komisyonu raporunda, Nestle Grubu'nun Paris hükümetinden, satışa sunduğu şişe sularında yasaklı arıtma sistemlerini kullanmaya devam etmek için izin aldığı belirtildi. Ayrıca, Fransa Cumhurbaşkanlığı'nın en azından 2022'den bu yana bu durumdan haberdar olduğu ve diğer maden suyu üreticileriyle haksız rekabete yol açıldığı iddia edildi.

• Farklı Fransız bakanlıkları skandala karıştı.
• Nestle, yasaklı arıtma sistemleri için izin aldı.
• Cumhurbaşkanlığı'nın skandaldan haberdar olduğu iddia edildi.

Skandalın Ortaya Çıkışı ve Soruşturma Süreci

"Şişe suları skandalı", Le Monde gazetesi ve Radyo Fransa'nın Ocak 2024'te yayımladıkları haberle kamuoyuna duyurulmuştu. Haberlerde, dönemin Sanayi Bakanı Agnes Pannier-Runacher'nin, Nestle Grubu'nun satışa sunduğu şişe sularda yasaklı arıtma sistemlerine başvurmasına izin verdiği ortaya çıkmıştı. Bu gelişmeler üzerine Senato, 20 Kasım 2024'te olayla ilgili komisyon soruşturması başlattı.

Soruşturma kapsamında, eski Elysee Sarayı Genel Sekreteri Alexis Kohler de ifadeye çağrıldı. Senato Soruşturma Komisyonu Başkanı Laurent Burgoa, Kohler'e gönderilen davet metninde, "Nestle Grubu'nun birçok kez Fransa Cumhurbaşkanlığı ile temasa geçtiğini" belirtti. Burgoa, Kohler'in bu dosyanın bir kısmını takip ettiğini ve Nestle Grubu'nun Fransa Cumhurbaşkanlığı ile iletişiminde kolaylık sağladığını ileri sürdü. Ancak Kohler, kuvvetler ayrılığı ilkesini gerekçe göstererek Senato'nun davetine katılmadı.

Skandalın Etkileri ve Sonuçları

Bu skandalın ortaya çıkması, Nestle'nin itibarını zedeledi ve şirketin satışlarında düşüşlere neden oldu. Tüketiciler, sağlıklarını tehdit eden bu duruma büyük tepki gösterdi ve Nestle ürünlerine karşı boykot çağrıları yapıldı. Skandalın etkileri sadece Fransa ile sınırlı kalmayıp, uluslararası alanda da yankı buldu. Nestle'nin diğer ülkelerdeki faaliyetleri de mercek altına alındı ve şirketin güvenilirliği sorgulanmaya başlandı.

Bu olay, gıda güvenliği ve şirketlerin etik sorumlulukları konusundaki tartışmaları yeniden alevlendirdi. Tüketiciler, şirketlerin kâr hırsı uğruna insan sağlığını tehlikeye atmasına karşı daha bilinçli ve duyarlı hale geldi. Hükümetler ve düzenleyici kurumlar, gıda sektöründeki denetimleri artırmak ve benzer skandalların önüne geçmek için harekete geçti. Bu skandal, sadece Nestle için değil, tüm gıda sektörü için bir dönüm noktası oldu ve şirketlerin daha şeffaf ve hesap verebilir olmaları gerektiği gerçeğini bir kez daha gözler önüne serdi.