Macaristan Başbakanı Viktor Orban ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Budapeşte'de gerçekleştirdikleri görüşmede Uluslararası Ceza Mahkemesi'ni (UCM) hedef aldı. Orban'ın UCM'den ayrılma kararı, gündeme bomba gibi düştü. Peki, bu kararın ardında yatan sebepler neler?
UCM'ye Sert Eleştiriler
Başbakanlık görevine geldiği ilk yıllarda UCM'ye katılma kararı alan Orban, bugün aynı kararın altına ayrılmak için imza attığını belirtti. Orban, UCM'nin siyasi bir mahkemeye dönüştüğünü ve İsrail'e yönelik verilen kararın da bunun en açık göstergesi olduğunu savundu. "UCM, siyasi bir mahkemeye dönüştü" diyen Orban, bu durumun kabul edilemez olduğunu vurguladı.
Netanyahu da Orban'a destek vererek, UCM'nin "çürümüş" bir yapı olduğunu iddia etti. Macaristan'ın UCM'den ayrılma kararının antisemitizme karşı önemli bir adım olduğunu savunan Netanyahu, Macaristan'ın İsrail'i hem Avrupa Birliği'nde (AB) hem de Birleşmiş Milletlerde (BM) cesurca savunduğunu belirtti.
Ekonomik ve Savunma İşbirliği Vurgusu
Orban, İsrail'in Macaristan'a yaptığı yatırımlardan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, iki ülke arasında özellikle savunma sanayisi alanındaki işbirliğinin sürmesini umut ettiğini kaydetti. Ayrıca, Avrupa'da Yahudi nüfusunun en yüksek olduğu 3'üncü ülkenin Macaristan olduğunu ve Musevi toplumunun en çok burada kendini güvende hissettiğini vurguladı. Orban, "Hamas bayrağı Macaristan'da hiç dalgalanmadı, böyle de olmaya devam edecek" dedi.
UCM'nin Tutuklama Kararı ve Sonrası
UCM, 21 Kasım 2024'te açıkladığı kararda, "Gazze'de işlenen savaş suçları ve insanlığa karşı suçlardan ötürü" İsrail Başbakanı Netanyahu ile eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında tutuklama emri çıkardığını duyurmuştu. UCM'nin çıkardığı tutuklama emirlerinin uygulanması, mahkemenin kurucu anlaşması olan Roma Statüsü'nün 86. ve 87. maddeleri gereğince taraf ülkelerin yükümlülüğünde bulunuyor. Bu durum, uluslararası arenada büyük tartışmalara yol açmıştı.
Macaristan'ın UCM'den ayrılma kararı, uluslararası hukuk ve diplomasi açısından önemli bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor. Bu kararın, diğer ülkeler üzerinde nasıl bir etki yaratacağı ve UCM'nin geleceği üzerindeki olası sonuçları merakla bekleniyor.
