14 Mayıs 2025 Çarşamba

Siyasi Tutsaklara Özgürlük: Barış Süreci Başlıyor mu?

Türkiye'de Kürt hareketinin silah bırakma kararı sonrası yeni bir "çözüm" veya "barış" süreci beklentisi oluştu. Bu süreçte en çok tartışılan konulardan biri ise, uzun yıllardır hapiste olan siyasi mahpusların özgürlüğü meselesi. Hükümet kanadından genel bir affın gündemde olmadığı belirtilse de, infaz sisteminde yapılabilecek düzenlemeler merak konusu.

AKP Dönemi İnfaz Düzenlemeleri: Ayrımcılık ve "Örtük Af"lar

AKP iktidarı döneminde çıkarılan infaz düzenlemeleri, çoğu zaman siyasi mahpusları kapsam dışında bırakacak şekilde tasarlandı. Adli suçlardan hüküm giyenler için infaz sürelerinde indirimler yapılırken, siyasi mahpuslar bu düzenlemelerden yararlandırılmadı. Bu durum, "örtük af" olarak nitelendirilebilecek, ayrımcı ve siyasi mahpusları mağdur eden uygulamalara yol açtı. 2020 yılında çıkarılan 7242 sayılı yasa, bu duruma çarpıcı bir örnek teşkil ediyor. COVID-19 pandemisi gerekçe gösterilerek yapılan bu düzenlemeyle adli suçlardan hüküm giymiş binlerce kişi tahliye edilirken, siyasi mahpuslar kapsam dışında tutuldu.

İnfaz Rejimindeki Adaletsizlik: Çifte Standartlar

İnfaz rejimindeki adaletsizlik sadece dönemsel düzenlemelerle sınırlı değil. Yasa düzeyinde de siyasi mahpuslara karşı yapısal bir ayrımcılık söz konusu. AKP öncesi dönemde adli mahpuslar cezalarının üçte ikisini çektikten sonra koşullu salıverilmeye hak kazanırken, siyasi mahpuslar için bu oran dörtte üçtü. AKP döneminde yapılan yasal değişikliklerle bu oranlar adli mahpusların büyük bir kısmı için 1/2’ye çekilirken, siyasi mahpuslara yönelik ayrımcılık korundu. Denetimli serbestlik uygulaması adli mahpuslara geniş biçimde uygulanırken, siyasi mahpuslar çoğu zaman "iyi halli" sayılmayarak bu haktan da dışlanıyor.

  • Siyasi mahpuslar daha uzun süre hapiste kalmak zorunda.
  • Cezaevi idaresinin keyfi takdirine tabiler.
  • Çifte standart sadece hukuki değil, aynı zamanda yönetsel bir mesele.

Barışın Samimiyet Testi: Eşitlikçi Bir İnfaz Reformu

Yeni bir barış sürecinin inşa edilebilmesi için, öncelikle bu adaletsiz infaz sisteminin dönüştürülmesi gerekiyor. Siyasi mahpusları sistematik olarak kapsam dışı bırakan yasal düzenlemeler ve uygulamalar, hukuk devleti ilkesini zedeleyerek hükümetin niyetleri konusunda şüpheler yaratıyor. Siyasi mahpuslara özgürlük yolunu açacak bir "af" meselesi, teknik bir tercihten çok daha fazlasını ifade ediyor. Devletin, siyasi mahpusları farklı muameleye tabi tutmaktan vazgeçmesi, siyasal samimiyetin bir göstergesi ve adalet duygusunun yeniden inşası için kritik bir adım olacaktır.

Örtük aflarla şekillenen adaletsizlik yapısının yıkılması, gerçek bir demokratik normalleşmenin ön koşullarından biridir. Siyasi mahpusların durumu, Türkiye'nin geleceği için önemli bir sınav niteliği taşıyor.

İlgili Haberler