Yeni Şafak yazarı Yusuf Kaplan'ın "Türkiye'de bir darbe hazırlığı mı var?" sorusu, ülke gündemine bomba gibi düştü. Kaplan, Türkiye'nin uzun süredir dış müdahalelere açık hale getirildiğini ve direnç noktalarının yok edildiğini savunarak endişelerini dile getirdi. Peki, Kaplan'ın bu çarpıcı iddialarının ardında yatan sebepler neler? İşte detaylar...

Türkiye Neden Darbelere Açık Hale Geldi?

Yusuf Kaplan, Türkiye'nin son iki asırdır "iplerinin" elinden alındığını ve son yüzyılda da içeriden ele geçirildiğini belirtiyor. Bu durumun, ülkenin direnç noktalarını teker teker yok ettiğini ve Türkiye'yi her türlü darbeye açık, sahipsiz bir ülke haline getirdiğini vurguluyor. Kaplan'ın bu açıklamaları, Türkiye'nin geçmişte yaşadığı darbeler ve müdahaleler göz önüne alındığında daha da anlam kazanıyor. Türkiye'nin jeopolitik konumu ve iç siyasi dinamikleri, ülkeyi sürekli olarak dış güçlerin ve iç çekişmelerin hedefi haline getiriyor.

• Jeopolitik Konum: Türkiye, stratejik bir konumda bulunması nedeniyle sürekli olarak büyük güçlerin rekabet alanı olmuştur.
• İç Siyasi Dinamikler: Farklı ideolojilere sahip gruplar arasındaki rekabet, siyasi istikrarsızlığa yol açarak darbe girişimlerine zemin hazırlayabilir.
• Ekonomik Kırılganlık: Ekonomik krizler ve eşitsizlikler, toplumsal huzursuzluğu artırarak darbe olasılığını yükseltebilir.

Kaplan'dan Kritik Uyarılar

Kaplan, Türkiye'nin her an darbe tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu belirterek, şu ifadeleri kullandı: "İki asırdır bu ülkede 'ipler' bizim elimizden alındığı ve son asırda da ülke içeriden ele geçirildiği ve bu ülkenin direnç noktaları teker teker yok edildiği için, Türkiye, her tür darbeye her an açık sahipsiz bir ülke hâline getirildi." Bu sözler, Türkiye'nin geçmişte yaşadığı travmatik olayları hatırlatarak, geleceğe yönelik ciddi bir uyarı niteliği taşıyor. Kaplan'ın bu açıklamaları, Türkiye'nin siyasi ve toplumsal yapısının ne kadar kırılgan olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.

Türkiye'nin darbelerle dolu geçmişi, ülkenin siyasi ve toplumsal yapısında derin izler bırakmıştır. 1960, 1971, 1980 ve 28 Şubat gibi darbeler, Türkiye'nin demokratik gelişimini sekteye uğratmış ve toplumsal kutuplaşmayı artırmıştır. Bu darbelerin ardından yaşanan insan hakları ihlalleri, siyasi baskılar ve ekonomik krizler, Türkiye'nin uzun yıllar boyunca toparlanmasını zorlaştırmıştır.

Yusuf Kaplan'ın bu açıklamaları, Türkiye'nin geleceği hakkında önemli bir tartışma başlatmıştır. Ülkenin siyasi aktörleri, sivil toplum kuruluşları ve aydınları, bu uyarıları dikkate alarak Türkiye'nin demokratik kurumlarını güçlendirmek, toplumsal uzlaşmayı sağlamak ve dış müdahalelere karşı dirençli bir ülke inşa etmek için çaba göstermelidir. Aksi takdirde, Türkiye'nin darbe tehlikesiyle yaşamaya devam etmesi kaçınılmaz olacaktır.