
Emine Erdoğan'dan Aile Vurgusu: Milli Kimlik Ailede Kazanılır!
Emine Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) 80. Genel Kurulu marjında düzenlenen "Birlikte Daha İyiye: Aileden Başlayan Küresel Dayanışma" etkinliğinde önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan, ailenin devletin en önemli paydaşı olduğunu vurgulayarak, milli kimliğin ailede kazanıldığını ve toplumsal bilincin bu sayede korunduğunu ifade etti. Konuşmasında, ailenin karşı karşıya olduğu küresel tehditlere de dikkat çekti.
Aile Kurumu Kuşatma Altında
Emine Erdoğan, ailenin günümüzde her yönden kuşatma altında olduğunu belirterek, iklim krizi, savaşlar, popüler kültür endüstrisi ve cinsiyetsizleştirme gibi küresel tehditlerin aile kurumunu derinden sarstığını söyledi. Değerlerin tüketim kültürünün materyalist değerleriyle değiştiğini ve bunun aile-sonrası bir geleceğe doğru hızla ilerlememize neden olduğunu vurguladı.
- İklim krizi ve savaşlar aileleri olumsuz etkiliyor.
- Popüler kültür ve cinsiyetsizleştirme değerleri değiştiriyor.
- Tüketim kültürü manevi değerlerin önüne geçiyor.
Dijitalleşmenin aile içi ilişkileri şekillendiren en güçlü faktörlerden biri haline geldiğini de belirten Erdoğan, aile bireylerinin ev içinde kendi ekranları ardında başka dünyalar kurduğunu ve birbirlerinden koptuğunu ifade etti. Çocukların günde 6 saatten fazla ekran karşısında vakit geçirmesiyle ideolojik manipülasyon ve istismar riskleriyle karşı karşıya kaldıklarına dikkat çekti.
Aile Odaklı Politikalar Zorunluluk Haline Geldi
Boşanma sayılarının yükselmesi, evlenme yaşının ilerlemesi ve doğum sayılarının düşmesi gibi demografik değişimlere dikkat çeken Emine Erdoğan, aile odaklı politikaların güçlendirilmesinin artık bir tercih değil, zorunluluk olduğunu vurguladı. Toplumların kaderiyle aile kurumunun gücü arasında doğrudan bir ilişki olduğunu söyledi.
Erdoğan, "Modern hayatın çalışma koşulları, kadınlara anneliği ve aile hayatındaki rollerini destekleyecek alternatifler sunmuyor. Yapılan araştırmalara göre, 1950'de dünyada doğurganlık hızı kadın başına yaklaşık 5 doğumdu. 2021'de bu sayı 2,3'e geriledi. 2050'de ise bu rakamın 2,1'e düşeceği öngörülüyor. Dünyamız yaşlanıyor, yalnızlaşıyor. Bu yalnızca bir nüfus meselesi değil aynı zamanda bir medeniyet ve sürdürülebilirlik sorunudur." şeklinde konuştu.
Aile, Devletin En Önemli Paydaşı
Emine Erdoğan, ailenin devletin en önemli paydaşı olduğunu ve tüm sorunların ilk çözüm merkezi olduğunu belirtti. Sağlıklı ailelerde büyüyen çocukların insana, doğaya ve topluma duyarlı bireyler olarak yetiştiğini ifade etti. Milli kimliğin ailede kazanıldığını ve toplumsal bilincin bu sayede korunduğunu vurguladı.
"Aile, insanın kişiliğini şekillendiren, onu manevi ve etik değerlerle donatan bir okuldur. Bu okulda anne, baba, kardeş, evlat olarak insan, merhameti, saygıyı, sevgiyi ve sabrı öğrenir. Yalnızlık bizi kırılganlaştırırken, sevgi ve güvenle örülü bir aile ortamı iç dünyamızı besler, zorluklara dayanma gücümüzü artırır." dedi.
Erdoğan, uluslararası politikalarda aile unsurunu esas alan yaklaşımların, yerelden küresele dönüştürücü bir güç oluşturacağına inandığını belirtti. Birleşmiş Milletler bünyesinde, ailenin güçlendirilmesine dair çalışmaları koordine edecek özel bir yapının kurulması gerektiğini de sözlerine ekledi.
Konuşmasının sonunda Emine Erdoğan, modern tarihin en büyük yetim krizinin Gazze'de yaşandığına dikkat çekti ve savaşların, krizlerin en önce aileyi vurduğunu söyledi. Aileyi koruyabildiğimiz ölçüde, daha adil ve müreffeh bir dünya inşa edebileceğimizi vurgulayarak sözlerini tamamladı.