İsrail-İran Savaşı Ortadoğu'yu Değiştirdi mi? Economist'ten Şok Analiz!
Gündem

İsrail-İran Savaşı Ortadoğu'yu Değiştirdi mi? Economist'ten Şok Analiz!


05 July 20255 dk okuma5 görüntülenmeSon güncelleme: 07 July 2025

The Economist dergisi, Ortadoğu'daki son gelişmeleri derinlemesine analiz ettiği bir makale yayınladı. Makalede, İsrail-İran savaşının bölgeyi dönüştürüp dönüştürmediği sorusu masaya yatırılırken, barış anlaşmalarının hala uzak bir ihtimal olduğu ve Körfez ülkelerinin olası bir savaşın etkilerinden derin kaygı duyduğu vurgulandı.

Savaşın Ardından Beklentiler ve Gerçekler

Geçtiğimiz ay ABD'nin İran'ın nükleer tesislerine yönelik gerçekleştirdiği saldırının ardından, hem destekleyenler hem de karşı çıkanlar bu hamlenin kalıcı ve sarsıcı etkiler bırakacağını düşünmüştü. Eleştirmenler, bu saldırının Ortadoğu'yu geniş çaplı bir savaşa sürükleyebileceği endişesini taşırken, beklenen senaryo gerçekleşmedi. İran'ın sembolik bir karşılık vermesi ve ardından İsrail ile sağlanan ateşkesle çatışmaların sona ermesi, bölgedeki dengeleri değiştirdi mi?

Savaşı savunanlar, bu durumun bölgede bir paradigma değişimine yol açtığını iddia etmeye başladı. Eski ABD Başkanı Donald Trump'ın, 2020'de dört Arap ülkesinin İsrail ile ilişkilerini normalleştirdiği İbrahim Anlaşmaları'na yeni ülkelerin katılabileceğine inandığı belirtiliyor. Trump, "İran en büyük problemdi, artık destek toplamaya başlayacağımıza inanıyorum" şeklinde konuştu. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu da benzer bir tutum sergileyerek, İsrail'in İran'a karşı elde ettiği "zaferin" bölgedeki barış anlaşmalarını genişletmek için tarihi bir fırsat sunduğunu savundu.

Barış Umutları ve Engeller

Ancak Economist'in analizine göre, savaşın dönüştürücü bir etki yaratmaktan ziyade sonuçsuz bir çatışma olarak kalma olasılığı daha yüksek. Trump'ın daha geniş çaplı barış anlaşmaları vizyonunun tamamen hayal olmadığı belirtilirken, Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'nın önümüzdeki aylarda İsrail'le bir anlaşma imzalayabileceği ifade ediliyor. Şara'nın, Beşşar Esad'ın devrilmesinden bu yana İsrail'in Suriye'ye yönelik saldırılarını durdurmak ve Batı nezdinde konumunu güçlendirmek istediği belirtiliyor.

Lübnan'daki durumun ise daha karmaşık olduğu vurgulanıyor. Geçen yıl İsrail'le savaşan Hizbullah'ın etkisinin sürdüğü ve ABD'nin Lübnan hükümetine net bir son tarih verdiği belirtiliyor. Yazıda, "Amerika, Hizbullah'ın Kasım ayına kadar silahlarını teslim etmesini istiyor. Eğer bu gerçekleşmezse, savaş sonrası yeniden inşa için öngörülen milyarlarca dolarlık yardım yapılmayacak" ifadelerine yer verildi.

  • Hizbullah silahsızlansa dahi Lübnan siyasetinde güçlü etkisini sürdürecektir.
  • Birçok Lübnanlı gibi, İsrail ile normalleşmeye kesin bir şekilde karşı çıkmaya devam edecektir.
  • Bu nedenle, yakın gelecekte bir barış anlaşması olasılığı zayıf görünüyor.

İran'ın Tutumu ve Bölgesel Endişeler

Suudi Arabistan'ın da Husilerle yeni bir çatışmanın patlak vermesi ve bunun topraklarına yönelik yeni füze saldırılarına yol açmasından endişe ettiği belirtiliyor. İran'ın desteğini kaybetmek Husiler için ciddi bir darbe anlamına gelse de, grubun hala on binlerce savaşçısı ve düzenli gelir kaynakları bulunuyor.

İran'ın taviz vermeye niyetli olmadığı da vurgulanıyor. 2 Temmuz'da İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı ile iş birliğinin askıya alınması talimatını verdi. İran, İsrail ve ABD'yi caydırmanın yolunun daha hassas balistik füzeler geliştirmekten geçtiğine inanıyor ve bu nedenle füze üretim çalışmalarını iki katına çıkarıyor.

Sonuç olarak, İsrail-İran savaşı bölgede büyük bir dönüşüm yaratmamış olsa da, gerilimlerin devam ettiği ve barış umutlarının hala kırılgan olduğu görülüyor. Bölgedeki güç dengeleri ve aktörlerin tutumları, gelecekteki gelişmelerin seyrini belirleyecek gibi duruyor. Economist'in analizi, Ortadoğu'nun karmaşık ve öngörülemez yapısını bir kez daha gözler önüne seriyor.