Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, komşu ülke Guyana ile uzun süredir devam eden Esequibo bölgesi anlaşmazlığı konusunda sert açıklamalar yaptı. Maduro, devlet televizyonu VTV'ye yaptığı açıklamada, Esequibo'yu "tamamen geri alma" konusundaki kararlılıklarını vurgulayarak, bölgedeki gerilimi tırmandırdı. Bu çıkış, uluslararası arenada yankı uyandırırken, Guyana'dan da sert bir yanıt gecikmedi.

Esequibo Krizi: Maduro'dan Sert Sözler

Maduro, açıklamasında Guyana hükümetini ABD'li enerji şirketi ExxonMobil'e "kölelik" yapmakla suçlayarak, Esequibo konusundaki tarihi ve bölgesel haklarını geri alacaklarını belirtti. "Gerçekler her zaman kazanır ve biz kazanacağız" şeklinde konuşan Maduro, Esequibo'nun Venezuela'nın ayrılmaz bir parçası olduğunu savundu. Bu iddia, iki ülke arasındaki gerilimi daha da artırarak, bölgede yeni bir çatışma riskini gündeme getirdi.

Guyana'dan Sert Yanıt: Toprak Tavizi Yok!

Guyana Cumhurbaşkanı Irfaan Ali ise Maduro'nun açıklamalarına sert tepki göstererek, ülkesinin tek bir santimetre toprağını bile vermeyeceğini vurguladı. Ali, diplomasinin, uluslararası toplumun desteğinin ve güçlü bir savunma sistemine sahip olmanın önemine işaret ederek, Guyana'nın toprak bütünlüğünden asla taviz vermeyeceğini belirtti. Bu kararlı duruş, Esequibo anlaşmazlığının kolay kolay çözülemeyeceğini gösteriyor.

Esequibo Anlaşmazlığı: Tarihi Kökenler ve Gelecek Belirsizliği

Esequibo bölgesi anlaşmazlığı, Guyana'nın bağımsızlığından önceki döneme dayanıyor. Guyana'nın İngiliz sömürgesi olduğu dönemde, 1899 tarihli sınır tahkimi kararına göre Esequibo Nehri Guyana'nın batı sınırı olarak belirlenmişti. Ancak bağımsızlığını 1966'da kazanan Guyana, bu sınırı tanımayarak Esequibo'nun kendisine ait olduğunu ilan etmişti. Bölgenin doğal kaynaklar açısından zengin olması, anlaşmazlığı daha da karmaşık hale getiriyor.

• 1899 Sınır Tahkimi Kararı
• Guyana'nın Bağımsızlık İlanı (1966)
• Doğal Kaynak Zenginliği

Esequibo anlaşmazlığı, Venezuela ve Guyana arasındaki ilişkileri gerginleştirmeye devam ediyor. Maduro'nun son açıklamaları, bölgede yeni bir krizin fitilini ateşleyebilir. Uluslararası toplumun bu konuya nasıl bir çözüm bulacağı ise merak konusu.