18 Mayıs 2025 Pazar

Ateş-Güneş: Tek Parti'de Futbolun Siyasi Yüzü!

Türkiye'nin spor tarihinde ilginç bir yere sahip olan Ateş-Güneş, tek parti döneminde futbolun sadece bir oyun olmadığını, aynı zamanda siyasi ve ideolojik bir arenaya dönüştüğünü gösteren çarpıcı bir örnektir. Galatasaray'a rakip olarak doğan, Beşiktaş ve Fenerbahçe'yi zorlayan bu kulüp, Atatürk'ün desteği ve Celal Bayar'ın himayesiyle kısa sürede yükselmiş, ancak İsmet İnönü'nün müdahalesiyle tarihe karışmıştır. Peki, Ateş-Güneş'in yükselişi ve düşüşü ardında yatan gerçekler nelerdir?

Ateş-Güneş'in Doğuşu: Galatasaray'daki Ayrılık

Ateş-Güneş'in ortaya çıkışı, 1930'ların başında Galatasaray Kulübü'nde yaşanan büyük bir ayrılığa dayanır. Resmi açıklamaya göre, bazı üyeler profesyonel futbolu savunurken, yönetim buna karşı çıkmış ve sonuç olarak profesyonellik yanlıları kulüpten ayrılarak Ateş-Güneş'i kurmuştur. Ancak bu ayrılığın ardında daha derin siyasi ve ekonomik dinamikler yatmaktadır. 1930'lar Türkiye'si, devletin her alanda etkisini artırdığı bir dönemdi ve spor da bu dönüşümün bir parçası olarak görülüyordu. Galatasaray'daki ayrışma, İnönü'ye yakın "eskiler" ile Celal Bayar'a yakın "şahsi teşebbüsçüler" arasındaki çekişmeden kaynaklanıyordu. Yusuf Ziya Öniş, kulübü yeniden yapılandırmak ve profesyonelliği getirmek istiyordu. Gazeteci Eşref Şefik Atabey ise yönetimi eleştirerek bu değişimin öncüsü olmuştu. Bu gerilimler sonucunda Eşref Şefik'in ihraç edilmesi, Ateş-Güneş'in doğuşunu hızlandırmıştır.

Ateş-Güneş'in Yükselişi: Siyasi Destek ve Atatürk'ün Rolü

Yusuf Ziya Öniş ve beraberindeki 27 kişi, Galatasaray'dan ayrılarak Ateş-Güneş'i kurduktan sonra, kulüp hızla dönemin siyasi elitlerinin desteğini kazanmıştır. Özellikle İş Bankası çevresi ve Celal Bayar'ın yakın ilgisi, kulübün maddi ve manevi olarak güçlenmesini sağlamıştır. Kulüp başkanı Cevat Abbas Gürer'in Atatürk'ün yaveri olması ve kulübün isminin Atatürk tarafından "Güneş" olarak değiştirilmesi, kulübe büyük bir prestij kazandırmıştır. Kulüp, ambleminde güneşi ve altı oku kullanarak Atatürk'e olan bağlılığını göstermiştir. Bu siyasi destek sayesinde Ateş-Güneş, kısa sürede güçlü bir konuma gelmiş ve İstanbul Ligi'nde şampiyonluğa ulaşmıştır. Ancak bu şampiyonluk, tartışmalı averaj kuralıyla kazanıldığı için eleştirilere neden olmuştur.

Ateş-Güneş'in Sonu: Siyasi Dengelerin Değişimi

Ateş-Güneş'in varlığı, büyük ölçüde arkasındaki siyasi desteğe bağlıydı. Ancak Atatürk'ün hastalığı ve 1938'deki vefatı, bu desteğin zayıflamasına yol açmıştır. İnönü'nün Cumhurbaşkanı olmasıyla birlikte, devletin spor politikaları değişmiş ve Ateş-Güneş'in ayakta kalması zorlaşmıştır. 1938'den sonra kulüpten bir daha ses çıkmamış, hatta Celal Bayar ve çevresine yönelik yolsuzluk soruşturmaları başlatılmıştır. Bu gelişmeler, kulübün kapatılmasının siyasi bir hesaplaşma olduğu izlenimini güçlendirmiştir. Ateş-Güneş'in hikayesi, tek parti döneminde siyasi elitlerin ayrışmasının ve devletin spora müdahalesinin bir yansımasıdır. Kulübün yükselişi ve çöküşü, devlet içindeki güç dengelerinin nasıl değiştiğini gösteren önemli bir örnektir.

Ateş-Güneş'in hikayesi, Türkiye'nin erken Cumhuriyet döneminde futbolun ve sporun siyasetle ne kadar iç içe olduğunu gözler önüne seriyor. Atatürk'ün desteğiyle parlayan bu kulüp, siyasi dengelerin değişmesiyle birlikte tarihe karışmıştır. Bu olay, sporun sadece bir oyun olmadığını, aynı zamanda siyasi ve ideolojik bir mücadele alanı olduğunu bir kez daha kanıtlamaktadır.

İlgili Haberler